Alaçatı'nın Yeni Mecidiye mahallesinde, yıllanmış serin taşları ve olgun meyve ağaçlarıyla güneşin tadını çıkaran İNCİRLİEV'in hikayesi çok öncelere dayanıyor. Herşey anne Sabahat Poshor'un 1995 senesinde okuduğu bir romanla başladı. Peter Mayle'in Provence'da geçen Hotel Pastis isimli kitabı, küçük otel fikrini Poshor'ların aklına düşürmüştü bir kere. Çeşme yazlarında ağaçlardan büyük bir keyifle topladığı meyvelerden, özellikle yabani karaduttan, Ege güneşinde yaptığı nefis reçellerle nam salan baba Osman Poshor ise hırçın rüzgarları ve dalgalı denizi ile unutulmaz çocukluk ve gençlik yıllarının geçtiği Zonguldak'a benzettiği için sevdalıydı bu güleryüzlü kıyı kasabasına. 10 yıl sonra hayaller ve hatıralar kesişti, İNCİRLİEV ile hayat buldu. Poshorların gönlünü fetheden de, bahçedeki yabani karadut ve otele adını veren koruma altına alınmış yaşlı incir ağacı oldu. Ailenin hanım tarafının Egeli kökenleri nedeniyle 80'lerden bu yana gidip geldikleri Çeşme ve Alaçatı, Poshor ailesine otel fikrini gerçekleştirmek için ilham verdi. Köy hayatının, komşuluğun ve dostluğun yaşamı süslediği bu muhacir mahallesinin merkezinde yer alan eski rum evi, daha ilk görüşte beğenildi. Aslına sadık kalınarak yenilenen bu taş ev İNCİRLİEV olup ailenin yaşamına yeni bir heyecan getirdi. Sabahat ve Osman Poshor İstanbul daki yaşamlarını da bu güzel Ege kasabasına taşımaya karar verdiler, 2008 den beri Alaçatı da yaşıyorlar ve bu kararlarından çok mutlular. Sizleri de Poshor ailesinin İNCİRLİEV'ine, huzurumuzu ve neşemizi paylaşmaya bekliyoruz… |